R.Betül Kanat Çiftler Neden Anlaşamaz? Hemen her ilişki başlangıcında, çiftlerin ilişkiden beklentileri mutluluk üzerinedir. Güllük gülistanlık bir ilişkinin hayali kurulurken ilişkinin bir kaç adım sonrası yavaş yavaş huzursuzluklarla, tartışmalarla sınanmaya başlayabilir. Her ilişkinin dinamiği kendine özel olmakla birlikte çözümü de kendine has ve özeldir. Problemler aslında her iki tarafında yaralı olduğu, o zamana kadar getirmiş olduğu geçmiş yaşantıların kalıntılarından oluşur diyebiliriz. Kişi birey bazında halledemediği bütün ruhsal sıkıntılarını romantik bir ilişkiye başladığında adeta karşısında yeniden hortlamış şekilde bulabilir. O zamana kadar bastırılan ve kontrol altında tutulan bütün problemler romantik bir ilişki alanında kaçısı mümkün olmayan bir şekilde orta çıkabilir. Yakın İlişkilerdeki Handikap:Aktarım Bunun en önemli sebeplerinden biri ‘’yakınlık’’tır. Çift ilişkisini diğer ilişkilerden ayıran en önemli özellik yakınlığın en üst düzeyde oluşudur. Tıpkı anne, baba, kardeş ilişkilerinde olduğu gibi çift ilişkisinde de yakınlığın getirdiği bazı tehditler vardır. Yakınlık arttıkça tehdit de artar çünkü geçmiş aile travmaları canlanmaya başlar. Bunun bir diğer adı da ‘’aktarım’’dır. Çiftler zamanla birbirlerine aktarım yaparlar. Kişinin karşısında duran, sevdiği adam-kadın zaman geçtikçe, yakınlık arttıkça, aktarım derinleştikçe, başlarda sevdiği adam-kadın olmaktan çıkar, geçmiş yaşantısında, çocukluk çağında yara aldığı ebeveyninin suretine bürünür. Amaç ise geçmiş yaraları şu anda ve şimdide iyileştirmektir. Bu anlamda çift ilişkisi bir şeye hizmet etmektedir; Ruhun iyileşmesine… Peki Çözüm? İlişkinin başlarında çoğu çift ilişkinin psikolojik sürecinden habersiz olabilmektedir. Mutluluk hayalleri kurarken ilk dönemeçte toslanan duvar, çifti derin bir hayal kırıklığına uğratabilir, paniğe kapılmalarına sebep olabilir. Aslında süreç tam da yukarıda bahsettiğim gibi normalinde gidiyor ve bir amaca hizmet ediyordur. Tam da bu noktada, tartışmaların başlaması çiftin huzurunu kaçırmakla beraber her iki tarafın da zamanla yıpranmasına ve yorulmasına sebep olabilir. Ama iyi haber şu ki, tartışmanın olduğu ilişkide iyileşme, yenilenme, birlikte yeniden doğmanın müjdesi vardır. Tartışan bir çift ön planda ne kadar kızgın, kırgın olursa olsun birbirlerine ve ilişkiye karşı umut besliyorlar demektir. Tartışmak karşıdakinin varlığını kabul etmek demektir. Tartışma öğrenilememiş iletişimin beceriksizce yapılması demektir. İçinde öyle ya da böyle tartışma olan ilişkide iletişim var demektir ve bu çok kıymetlidir. Fakat bütün bunların yanında çiftin tartışma sürecini yönetebilmesi önemli hale geliyor çünkü uzun süreli tartışmalar, eğer iyi yönetilememişse zamanla büyük kavgalara dönüşmeye başlıyor, bu da ilişkiyi uzun vadede çok daha fazla yaralayabiliyor. Kendi klinik deneyimlerimden gözlemlediğim kadarıyla çiftler, problemlerin içinden çıkılmaz bir hale gelmesiyle hatta kronikleşmesiyle birlikte psikoterapi sürecine başvurabiliyorlar. Bu noktada ilişki ve taraflar yorgun, umutsuz ve yıpranmış bir durumda olabiliyorlar. Tam da bundan dolayı, çiftlerin daha sağlıklı iletişim için profesyonel bir destek alması ilişkinin geleceği açısından çok önemli hale geliyor.