İnsan beyni sosyaldir. Sosyal beynimiz bizi ilişki kurmaya iter ve buna ihtiyaç duyar. Bireylerin diğer insanlarla kurduğu sağlıklı ilişkiler ruh sağlıklarını korur ve duygusal doyum sağlar. Özellikle kurulan yakın ilişkilerde bu doyum artmaktadır. Fakat bu tür yakın ilişkilerin doyum sağlama ve iyileştirme özelliği olduğu gibi, insanı derinden yaralama gibi de bir handikapı vardır. Kişinin aile, çocuk, eş gibi yakın ilişki kurduğu bireylerle yaşadığı sorunlar kişinin ruh sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilir.
Örneğin; Eşlerin bir birlerini anlamada güçlük yaşamaları, iletişim sorunları, rol karmaşaları, güç kavgaları, duygusal mesafe, kıskançlık, aldatma, ifade edilemeyen duygular, kaybetme korkuları, yaşanılan ekonomik sorunlar, evdeki sorumlulukların paylaşılmaması, kültürel farklılıklar, eşlerin birbirine nitelikli zaman ayırmaması, eğlence ve hoş vakit geçirmede yaşanan sorunlar, aile ve akrabalardan kaynaklı sorunlar, arkadaşlar ile ilgili sorunlar, çocuklarla ilgili sorunlar, mesleki kararlar, boşanma öncesi ve sonrası süreçler, evlilik öncesi problemler gibi.
Aile ve çift terapisinde amaç, ailenin kendine özel sisteminde yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerde ve çatışmaların çözülebilmesi ve tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişiminin ve gelişiminin sağlanmasıdır. Çift terapisinde terapist, objektif ve tarafsız olarak çiftlerin duygu ve düşüncelerini analiz eder, kendi aile sistemleri içerisinde değerlendirir, yaşadıkları sorunlarla baş edebilmeleri konusunda yardımcı olur. Çiftler, sadece o anki sorunlarla değil sonrasında oluşabilecek problemlerle baş etmesini öğrenirler.